Türkiye, gıda güvenliği ve ekonomik istikrarına yönelik potansiyel kırılganlıkların nerede olduğunu ortaya çıkarmalı ve hangi gıda ürünlerinin yakın ve uzun vadede daha pahalı hale gelebileceğini belirlemeli.
Türkiye, bu sıkıntı sürece acil hazırlanmalıdır. Bu yüzden şehirleri kuraklığa karşı dayanıklı hale getirmek gereklidir.
Tarımsal üretim ve gıda güvenliği için su çok önemlidir. Tatlı su kaynakları endişe verici bir hızla azalmaktadır. Artan su kıtlığı, artık sürdürülebilir kalkınma için önde gelen zorluklardan biridir.
Dünya nüfusu artmaya devam ettikçe, yaşam standartları yükseldikçe, diyetler değiştikçe ve iklim değişikliğinin etkileri yoğunlaştıkça bu zorluk daha da zorlaşacaktır.
Her gün tükettiğimiz yiyeceklerle 'yediğimiz su' içtiğimiz sudan çok daha fazlasıdır.
Diyete bağlı olarak, her gün bir kişi tarafından tüketilen besini üretmek için 2 bin ila 5 bin litre suya ihtiyaç olduğunu biliyor musunuz?
Mevcut tüketim alışkanlıkları devam ederse 2025 yılına kadar dünya nüfusunun üçte ikisinin su sıkıntısı çeken ülkelerde yaşayabileceğini göstermektedir.
Su kıtlığı ve kuraklık, yoksulluğu ve ekonomik büyümeyi, sağlığı ve refahı, cinsiyet eşitsizliğini ve çevreyi etkiler.
Mahsuller tükenir, hayvanlar ölür, aileler gıda kıtlığı ve kıtlıkla karşı karşıya kalır, insanlar göçe zorlanır ve çatışmalar çıkar.
Su kıtlığından etkilenen şehirler, vatandaşlar, işletmeler ve hükümet için artan maliyetlerle mevcut altyapıyı zorlamaktadır.