İmam Şafii talebelerinden biri olan Yunus ile müzakere yaptığı bir meselede ihtilafa düşer. Aralarında bir uzlaşma olmayıp müzakere uzayınca talebesi Yunus müzakere neticelenmeden evine gider. Akşam olunca, Yunus kapısının çalındığını fark eder, “Kim o?” der. Kapıdaki kişi, “El Şafii” der. Yunus, kapıyı açar ve İmam Şafii’nin kapıda beklemekte olduğunu görür. Hocasının evine kadar gelmesine şaşırır. İmam Şafi talebesine yarım kalan dersini onun evinde tamamlamak için misafir olmuştur.
İmam Şafi, kapıyı açan talebesi Yunus’a şunları söyler: Ey Yunus, bizi birleştiren yüzlerce mesele dururken bir mesele mi bizi ayıracak? Ey Yunus, yaptığın ve üzerinden geçtiğin köprüleri yıkma! Bir gün o köprüden geri dönmen gerekebilir! Ey Yunus, hatadan nefret et, ama hataya düşenden nefret etme!. Bütün kalbinle günaha öfkelen, ama günahkara acı, ona merhamet göster!. Ey Yunus, sözü eleştir, ama sözü söyleyene saygı göster!. Ey Yunus, görevimiz hastalığı tedavi etmektir!. Hastayı yok etmek değil!. Yunus mahcup bir vaziyette hocasına ikramda bulunur.